Evrim Kuran’ın dördüncü kitabı "Başarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim” kendine has tarzı ve derinlikli anlatımıyla okurlarıyla buluştu.
Evrim Kuran, 3.050 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını anlattığı ve yorumladığı kitabında, Impostor fenomenini akıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor. Toplumda geçerli olan başarı tanımlarının sınırlarını sorgulayan Evrim Kuran, kadınların başarılarının keyfini yaşamak yerine kendilerini sürekli sorgulama halini detaylı bir şekilde ele alıyor.
Evrim Kuran Danışmanlık tarafından yapılan “Imposter Araştırması”nın derin analizleri etrafında yazarın kendi yaşam deneyimleri ile güçlendirdiği kitap, Mundi Yayınları’ndan çıktı.
Araştırmacı-Yazar Evrim Kuran yeni kitabı hakkında şunları söyledi: "1978 yılında Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance yaptıkları bir araştırmada, “Impostor fenomeni” adlı bir olgudan söz ettiler. Adını İngilizcedeki “Impostor” yani “sahtekâr” sözcüğünden alan bu sendromdan mustarip bireyler, hayat boyu sayısız başarı elde etmiş olsalar da kendilerini yetersiz görmeye devam ederler. Imes ve Clance, yaptıkları çalışmalarda pek çok farklı meslek ve yaş grubundan insanın benzer duygular hissettiklerini tespit etseler de bunun çoğunlukla kadınları etkileyen bir sendrom olduğunu ortaya koyarlar. Impostor tuzağına düşmüş bir kadın, kanıtlanmış başarıları olsa bile, içinde zekâ ve yeteneğinin sahte olduğuna dair bir his taşır. “Okumuş kadın sendromu” diye de tanımlanan Impostor, başarı hikayeleri olan kadınlara ulaştıkları noktaya kendi yetenekleri yüzünden değil, tesadüfen ulaştıklarını düşündürtür.
Elbette bu kendi kendine oluşan bir hal değildir. Hele de civarınızda “Senin şansın yaver gittiği için başarılı oldun,” diyen eril kafalar varsa, Impostor kuyusuna düşmeniz kaçınılmazdır. Uykusuz, yorgun geceleriniz, aylarınız, yıllarınız, bir ömür boyu döktüğünüz kan, ter ve gözyaşı, şansa indirgenebilir. Bu sebeple, bu olguya “Başarılı bir kadın olduğum için özür dilerim,” sendromu da denebilir.
Ben bir Impostor mağduruyum. Bu öylesine yaygın bir hal ki, her üç kişiden biri bunu yaşıyor. O halde şifalanmanın ilk adımı cesaretle kalbimizi açmak, kırılganlığımızdan güç almak olsun. Bu kitaba konu olan araştırmayı bu yüzden yaptım; bu kitabı tüm Impostor dertlilerine yalnız değilsiniz demek için yazdım. Emeğin, alın terinin anlamını bilen herkes için, ama en çok da hayatlarının bir döneminde başarılı olduğu için özür dilemek zorunda bırakılmış kadınlar için…”