Dün sabah saat 10:00'da Rize'de 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Hemşim olarak açıklanan depremin derinliği 12.85 kilmetre şeklinde belirlendi. Söz konusu deprem, vatandaşlarda tedirginliğe neden oldu.
Ekonomimcom'da yer alan habere göre; Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından, Rize'de meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki depreme ilişkin ön değerlendirme raporu hazırlandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden gerçekleştirilen yazılı açıklamada, KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün Sayıl ve Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Özgenç Akın tarafından Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü kaynak gösterilerek, Hemşin merkezli deprem ile ilgili ön değerlendirme raporu hazırlandığının altı çizildi.
Açıklamada, görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Sayıl, depremin 150 kilometrelik yarıçapa sahip alan içerisindeki Artvin, Bayburt, Trabzon ve Erzurum şehirlerinde de etkisini gösterdiğini dile getirdi ve şunları söyledi:
"Türkiye Deprem Tehlike Haritası'nda, Rize'nin maksimum ivme değeri 0.2-0.3 g arasında değişiklik gösteriyor. Bu, bölgenin deprem tehlikesinin nispeten yüksek olmadığına dikkat çekiyor. Kuzey Anadolu Fay Zonu ile Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu'nun etkisi altında bulunan Rize'nin tarihsel gelişiminde herhangi bir deprem kaydına rastlanmamıştır. Aletsel dönemde, şehir sınırları içinde büyüklüğü 4,0 olan herhangi bir deprem kaydı yer almıyor. Büyüklüğü 6,0 olan depremler, genelde komşu şehirlerde, Kars, Erzurum, Ardahan, Erzincan'da yaşanmıştır. Kent merkezine en yakın 138 kilometre mesafede 1906 senesindeki Toprakkale-Oltu Erzurum depremidir. Ayrıca merkez üssüne yakın Kuzey Anadolu Fay Zonu civarında yaşanan 1924 ve 1983 senelerinde büyüklükleri 6,8 depremler de sıralanabilir."
Ayrıca, KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezince depremden sonra yapılar üzerinde inceleme yapıldığına dikkat çekti.
Merkez Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık'ın da konu ile ilgili görüşlerine açıklamada yer verildi. Altunışık, söz konusu değerlendirmesinde şöyle konuştu:
"Veriler bize, Yapı Sağlığı İzleme Sistemi'nin bu yapılara koyulmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Yapılara hiç gitmeden ve arazide bir inceleme yapmadan elde ettiğimiz rakamları işleyerek, yapıların durumunu anlık olarak tespit edebildik. Örnek olarak, Deriner ve Yusufeli barajlarında 0.3-0.04 G seviyelerinde, Rize-Artvin Havalimanı'nda 0.07 G seviyelerinde, Trabzon'daki yüksek katlı yapılarda 0.02 G seviyelerinde ivmeler belirledik. Depremin öncesindeki yarım saatlik periyot ve deprem olduktan sonraki yarım saatlik periyotlarda, yapının sağlığını işaret eden ve dinamik karakteristikler olarak tanımlanan binanın frekanslarını çıkarıp bu frekanslarda herhangi bir değişim olmadığını görerek yapılarımız ile ilgili bir değerlendirmede bulunduk. Bu kısa değerlendirmemiz neticesinde, yapılarımızın taşıyıcı sistem elemanlarında, bir hasar meydana oluşmadığı ve güvenli bir şekilde kullanımı sürdürülebilecek halde olduğunu belirledik. Bölgede pek çok yapıyı izlemeyi sürdürüyoruz."