ABD, Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş ekonomilerde dolar karşısında para birimlerinin değer kazandığı ya da istikrarlı seyrettiği görülürken, Türkiye’de döviz yaklaşık %3,4 oranında yükseldi.

Enflasyon hala kontrol altına alınabilmiş değil
Türkiye’deki yüksek enflasyon, dövize olan talebi artırıyor. Satın alma gücü düşen vatandaşlar ve şirketler, Türk Lirası yerine dövizi tercih ediyor. Bu da kurun yukarı yönlü hareketine neden oluyor.

Faiz artışı güveni geri getirmedi
TCMB'nin son dönemde uyguladığı sert faiz artışlarına rağmen, beklenen yabancı sermaye girişi henüz gerçekleşmiş değil. Ekonomistler, güven eksikliği ve geçmiş dönemlerdeki politikaların etkisinin hâlâ sürdüğünü belirtiyor.

Cari açık ve dış borç döviz talebini tetikliyor
Cari açık veren Türkiye ekonomisi, dış ticaret ve borç ödemeleri nedeniyle devamlı döviz ihtiyacı duyuyor. Bu yapısal sorun çözülmeden kur üzerinde kalıcı bir baskı kalkmıyor.

Rezervler sınırlı, KKM çözülüyor
Merkez Bankası'nın net rezervleri hâlâ negatif düzeyde. Öte yandan, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminden çıkan para, yeniden dövize yöneliyor. Bu da kurda yeni bir artış baskısı yaratıyor.

Jeopolitik risk ve siyasi belirsizlikler etkili
Ortadoğu’daki çatışmalar, içerideki erken seçim tartışmaları ve siyasi belirsizlikler de TL üzerinde baskı oluşturan faktörler arasında.

Küresel rüzgar Türkiye’ye neden yansımıyor?
ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), faiz indirimlerine hazırlanıyor. Bu durum gelişmekte olan ülkelere sıcak para girişini artırabilir. Ancak Türkiye'ye yönelen sermaye hâlâ sınırlı. Bunun nedeni, yatırımcıların risk algısının halen yüksek olması.

Kaynak: Haber Merkezi