Fuat Sirmen, 1935 Türkiye genel seçimlerinde Erzurum, 1939 – 1943 – 1946 Türkiye genel seçimlerinde Rize ve 1965 Türkiye genel seçimlerinde Rize İstanbul milletvekili olarak Türkiye Büyük Milet Meclisi’nde yer aldı. 1943-45 yılları arasında İktisat ve Ticaret Bakanı, 1948-50 yılları arasında Ekonomi Bakanı, 1961-65 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak göre yaptı.
BABASININ YOLUNDAN GİTTİ
Siyaset dünyası genç yaşta atılan Fuat Sirmen, 1899 yılının soğuk bir Kasım gününde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası zamanın Temyiz Azalarından Mithat beydir. Aslen Artvinli’dir. Sirmen ilk ve orta tahsilini doğup boy attığı şehirde yaptı. Çalışkan bir talebe değildi ama, zekâsını kullanmasını biliyordu. Sınıfları rahatlıkla atladı ve lise tahsiline başladı. En sevdiği dersler Edebiyat ve Tarih gibi çok okumayı gerektiren dersler olduğu için, Sirmen’in kültürü gittikçe genişledi. Bu arada felsefeye de merak sardı. Lise tahsili maceralı bir şekilde sona ererken, küçük Sirmen’in hayatında bir aksama oldu. Eski hayatiyetini kaybetti ve içine kapanık bir genç hüviyetine büründü. Zira o sıralarda, çok sevdiği babasını kaybetmişti. Bu darbe onun her şeyine, hatta gezip tozmasına bile tesir etti. Babasının acısı daha pek taze iken Sirmen için bir karar verme zarureti doğuyordu. Ne olacaktı? Bu sualin cevabım vermek genç ve yakışıklı lise talebesi için zor olmadı: Babasının mesleğine intisap edecek ve ondan boşalan yeri doldurmağa çalışacaktı. Nitekim öyle yaptı ve gidip İstanbul Hukuk Fakültesine kaydoldu. Hukuk tahsilini severek ve isteyerek yaptığı için fakülteyi hiç aksatmadı. Bu arada faydalı bir alışkanlık da edindi: Spor! Sporun her çeşidinden zevk alıyordu. Bu ona kuvvetli ve sağlam bir vücut sağladı.
GENÇ VEKİL
Hukuk tahsili ve sportif faaliyetler birlikte inkişaf etti. Sirmen, yakınlarına, iki karpuzun bir koltuğa sığabileceğini böylece göstermiş oldu. Hukuk tahsilini bitirince yeni bir karar aldı: Hukuk sahasında kendini gereği kadar yetiştirilebilmek için, hukuk ilminin beşiği sayılan Roma’ya gitmek. Roma’daki ikameti zarfında Sirmen bol bol çalıştı ve hiç vakit harcamadı. Yurda döndüğünde iyi bir hukukçu olduğuna inancı tamdı. Mükemmel İtalyanca konuşuyordu. Genç hukukçu kendisini anayurtta, mesleğiyle hiç ilgisi bulunmayan bir vazifenin beklediğini gördü. Sirmen, Ankara’daki, Meslek Mektebinde öğretmenlik yapacaktı! Öğretmenliği çalışkan hukukçunun müdürlüğü takip etti. Fakat bu vazife Sirmen’i pek açmıyordu. Bunun için imkânları zorladı ve Adliye Bakanlığına transfer etti. Böylece meslek hayatında yeni bir devir de başlamış oldu. Bu defa vazifesi, Adliye Bakanlığı müfettişliğiydi. Kısa bir süre sonra da daha faal bir vazifeye, Ankara Cumhuriyet Savcılığına atandı. Bu vazife de uzun sürmedi. Zira o sırada Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde genç milletvekillerin bulunmasını, istiyordu. Bu arada Fuat Sirmen’in adı konusu edilmişti. Nitekim 1935 yılında Erzurum Milletvekili olarak Meclise girdi. Siyasi hayat içinde öylece 'hukukçu Sirmen yeni bir Hüviyete bürünüyor ve politikaya atılıyordu. 1939 – 1943 – 1946 Türkiye genel seçimlerinde üç dönem Rize Milletvekili olarak mecliste görev yaptı.
GENÇ VE ÇALIŞKAN BAKAN
Sirmen Mecliste kendini göstermesini bildi ve o sıralarda teşkil edilen Müstakil Grubun İdare Kurulunda vazife aldı. Hatta kurulun Başkanlığını bile yaptı. Sirmen’in parlâmento hayatı 1943 yılma kadar böyle hareketli, fakat ikinci plânda bir adam olarak geçti. 1943 yılı geldi çattı ve Saraçoğlu ikinci defa kabineyi kurmakla vazifelendirildi, Sirmen'in de yıldızı parladı. Zira Saraçoğlu bu genç ve çalışkan hukukçuyu kabinesine İktisat ve Ticaret Bakanı olarak aldı. 1946-50 yılları arasında Adalet Bakanı, 1961-65 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak göre yaptı. 1946 yılı, Türkiye’ye yeni bir devir getirdi. Tayinle milletvekili olma usulü artık tarihe karışmıştı.
KUMBASAR VEKİLLİĞİ ONA BIRAKTI
Sirmen, Rize Cumhuriyet Halk Partisi Teşkilatının ön seçimine katıldı. Rahmetli Mehmet Ali Kumbasar Rize CHP İl Başkanı idi. Yıllarca da bu görevi sürdürmüş ve Rizelilerin sevgisini kazanmıştı. Seçimlerde yoklamalarda Kumbasar birinci Fuat Sirmen’de ikinci olmuştu. Kumbasar büyük bir olgunluk göstererek birinci sırayı Fuat Sirmen’e vermiş ikinci sıraya geçmişti. Sirmen seçilmiş, Kumbasar seçilememişti. Fuat Sirmen Rize’de, kuvvetli Demokrat Parti’ye karşı seçim mücadelesi yaptı ve meşhur seçimlerin sonunda, Meclise Rize milletvekili sıfatıyla girdi. 1946-50 arasındaki devrede, Fuat Sirmen Adalet Bakam olarak şöhret yaptı. İkinci Hasan Saka kabinesinde bu görevde çalıştı, oradan Günaltay kabinesine intikal etti. Bakanlığı dolayısıyla devrini damgalayan adamlardan biri oldu.
SİYASETE KISA MOLA
1950 seçimlerini CHP kaybedince Sirmen politikaya “kısa bir müddet” kaydıyla sırt çevirdi ve tekrar baba mesleği olan avukatlığa döndü. İstanbul’a yerleşti ve avukatlığa başladı. İşin asıl dikkati çeken tarafı, çok kuvvetli bir hukukçu olduğu o zaman ortaya çıktı. Bu arada, CHP içindeki çalışmasına da, sessizce devam etti. CHP Meclisi üyesi oldu. Nitekim vefasının semeresini de sonra aldı. Sirmen’in politikaya karşı perhizi oldukça uzun sürdü. 1961 seçimlerinde şansını bir defa daha Rize’den denemeyi düşündü. Bu, Sirmen için bir yeniden doğuş oldu. Hemen seçim bölgesine koştu ve kesif bir propaganda faaliyetine geçti. Rizeliler kendisine gereken ilgiyi gösterdiler ve onu meclise gönderdiler. Sirmen, 17 Mayıs 1981 tarihinde İstanbul SSK Göztepe Hastanesi’nde vefat etti. Şişli Camii'nde kılınan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
SİRMEN’DEN İKİ HATIRA
MİLLETVEKİLLERİNİN YARISI AKILLIDIR
Bir gün Rize eski Milletvekillerinden Fuat Sirmen, TBMM'de yaptığı bir konuşma sırasında, "Milletvekillerinin yarısı aptaldır'' deyince Meclis'te milletvekillerinin tepkisini çekmiş. Tepkiler üzerine tekrar söz alan Sirmen kürsüye çıkarak bu kez, "Meclistekilerin yarısı akıllıdır'' demiş.
Fuat Sirmen Rize Milletvekili ve TBMM Başkanı seçilen Sirmen, kısa bir süre sonra Rize'ye ilk gidişinde çocuk yuvasında ziyaret etti. Profesyonel Rizespor’un ilk başkanı Eczacı Bahattin Coşkun yurdun müdürlüğünü yapmakta idi. Yuvadaki bir oda da 0-1 yaşları arasında ona yakın bebek vardı. Coşkun, Fuat Sirmen'den bebeklerden birisine hami olmasını bakım ve tahsilini yaptırmasını ister. Sirmen kabul eder ve bebeklere bakar içlerinden birisini işaret eder. Sirmen o kızı, öz kızı gibi yetiştirdi ve büyüttü.
Fatih Sultan KAR / İST