CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, İstanbul'daki Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yücel, İstanbul'daki eylemler sırasında camilere zarar verildiği iddiaları ile ilgili, "Sokağa çıkan CHP olur da iktidardan 'cami yalanı' gelmez mi; tabii ki gelir. Neymiş, camilere zarar verilmiş. Bakın camiler kutsalımızdır. O zarar verildiği iddia edilen caminin bakımı ve onarımı yıllardır İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce yapılmaktadır. Yaşanan şudur. Güvenlik güçleri, Saraçhane’de toplanan, demokratik tepkisini gösteren gençleri, vatandaşlarımızı biber gazıyla ve tazyikli suyla süpürerek camiye sıkıştırmıştır. Kimse Şehzadebaşı Camisi'ne ya da başka bir camiye zarar vermemiştir. Artık, 'CHP camilere saldırıyor' yalanından medet ummaktan vazgeçin. Sizin o zarar gördü diye bahsettiğiniz camiyi, uydurma iddialarla tutukladığınız Mahir Polat'ın ekibi onarıyor" ifadelerini kullandı.

'42,8 MİLYAR DOLARIN 26 MİLYAR DOLARI BUHAR OLUP GİTTİ'
Yücel, İmamoğlu'nun tutuklanmasının, ekonomik açıdan ciddi gerilemenin yaşanmasına neden olduğunu söyleyerek, "Bu ülkede artık hiç kimsenin hukuk güvencesinin kalmadığını sadece Türkiye değil, tüm dünya gördü. Hukuk güvenliği yok, mal güvenliği yok, bu ülkede kimsenin can güvenliği yok. Yıllardır rasyonellikten uzak ekonomi politikaları ile ülkedeki bütün ekonomik dengeleri altüst eden bu iktidarın Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, piyasalara güven vermek için 'Görevimin başındayım' diye tweet atadursun; ülkede 2 yılda biriktirildiği söylenen 42,8 milyar doların 26 milyar doları buhar olup gitti. Bir kişinin koltuk sevdası uğruna, milleti daha da yoksullaştırdılar. Bu koşullar altında görevinin başında olsan ne olur, olmasan ne olur Mehmet Şimşek? Sayın Erdoğan, Sayın Ekrem İmamoğlu'ndan korkuyor diye buharlaşıp giden milyar dolarları yıllarca bu ülkenin işçisinden, emekçisinden, emeklisinden esirgediniz. Şimdi aklınızca ekonomik açıdan güvenli bir görünüm vermeye çalışıyorsunuz ama boşa kürek çekiyorsunuz. Bu ülke ne zaman demokratikleşirse, hak ve özgürlükler güvence altına alınır, millet iradesine yargı eliyle baskı yapmaktan ne zaman vazgeçilirse ancak o zaman ekonomide olumlu bir tablo ortaya çıkabilir" diye konuştu.

'ATTIĞINIZ İFTİRALAR YOK HÜKMÜNDEDİR'
Yücel, konuşmasının devamında, "Az önce basından öğreniyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediyemiz ile ilgili olarak 33 konser hakkında soruşturma izni verilmiş, 9 belediye çalışanı hakkında inceleme başlatılmış. Bakın bu 33 etkinlik daha önce Sayıştay'ın denetiminden geçmiş, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan teftişlerde detaylı şekilde incelenmiş ve bir olumsuz bulguya rastlanılmamış. Ancak her ne hikmetse, şimdi, bu etkinliklerle ilgili olarak soruşturma izni verilmiştir. Şunu kimse unutmasın; bu ülkede 'kamu zararı' denildiğinde akla gelecek isimlerin başında Melih Gökçek ve avanelerinin geldiğini bilir. Her zaman söylüyoruz; bizim derdimiz soruşturulmakla ilgili değil. Ancak bu soruşturmaların hukuki değil; siyasi olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Sandıkta alamadıkları belediyelerimizi cebren ve hile ile almanın derdindeler. İstiyorlar ki Erdoğan’ın karşısında ondan güçlü hiçbir aday çıkmasın. Şimdi Ekrem Başkan'a yapılan haksız ve hukuksuz uygulamaları, Mansur Başkan'a da yapmanın derdindeler. Dün Ekrem Başkan'a atılan ve bugün de Mansur Başkan'a attığınız iftiralar yok hükmündedir" dedi.

Yücel, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve 2 delegenin, CHP'nin 6 Nisan'da gerçekleştireceğini duyurduğu olağanüstü kurultayın iptali talebiyle mahkemeye başvurmasına ilişkin de "Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayını iptal ettirmekle uğraşan kişilerin neye hizmet ettiklerini çok iyi biliyoruz. Ben Sayın Lütfü Savaş'a, 'Allah akıl fikir versin' diyorum. 'Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin' diyorum" ifadelerini kullandı. 

Kaynak: Haber Merkezi