Çanakkale’de deniz tatili nerede yapılır?
Çanakkale’de deniz tatili yapmak için Bozcaada, Assos ve Gökçeada gibi lokasyonları seçebilirsiniz.
Çanakkale hangi şehre yakın?
Çanakkale, Edirne Tekirdağ ve Balıkesir gibi şehirlere yakın bir konumda bulunuyor.
Çanakkale’de hafta sonu ne yapılır?
Çanakkale’de hafta sonu, Çanakkale Şehitliği ve Şehitler Anıtı’nı ziyaret edebilir, Troya Antik Kenti’ni gezebilir ve Bozcaada veya Gökçeada kısa bir tatil yapabilirsiniz.
Çanakkale, doğuyla batıyı, Asya ile Avrupa’yı buluşturan bir şehir, Homeros’un dünyaca ünlü İlyada eserine konu olan muhteşem bir coğrafya.
Tarihin kalbinde yer alan bir şehir olan Çanakkale geçmişte pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. Hatta Antik Çağlar’da kutsal alan olan Apollon Simiteus Tapınağı’na da ev sahipliği yapıyor. Anadolu’nun en batı ucunda yer alan Babakale muhteşem manzarası ile insanı büyülerken, ünlü düşünür Aristotales’in heykeli insanı hayata dair derin düşüncelere sürükleyebiliyor. Athena Tapınağı mitoloji meraklılarının ilk durağı olurken Behramkale Köyü tarih sevdalılarının uğrak noktası.
Asos Antik Liman ise deniz ile tarihi buluşturan coğrafyaları sevenlerin favorisi.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’de yer alan Troya Arkeolojik alanı, arkeo köy olan Tevfikiye Köyü, zamana tanıklık eden Saat Kulesi, Mitoloji’nin simgesi Truva Atı Çanakkale’de görülmesi gereken tarihi yapılardan ve yerlerden sadece birkaçı.
Çanakkale tarihi destanlarla dolu bir şehir. Anafartalar, Kilitbahir, Anzaklar, Seddülbahir Kalesi, Şehitler Abidesi başta olmak üzere Çanakkale topraklarında pek çok anıt var. Kentin etkileyici destanlarını gelecek nesillere aktarmak için kurulan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, türkülere konu olan Aynalı Çarşı, üzüm bağları ile meşhur Bozcaada, Rum Köyleri ile kendine hayran bırakan Gökçeada ile Çanakkale aynı zamanda en önemli turizm merkezlerimizden biri.
Çanakkale’ye giderseniz toprağın ateşle aşkı denilen meşhur Çanakkale Seramiklerinden almadan, Gelibolu Mevlevihanesi’nde bir gösteri izlemeden, Ezine’nin muhteşem beyaz peynirinden, lezzeti dillere destan peynir helvasından tatmadan, Çanakkale’nin merkezinde yer alan başta Marmara ve Ege Denizi’nin kesişme noktasında yer alan Dardanos Plajı olmak üzere güzel plajlarında vakit geçirmeden dönmeyin.
Hadi gelin öncelikle Neolitik Dönem’den gününümüz kesintisiniz yerleşim yeri olan Çanakkale’nin merkezindeki tarihi yerleri mercek altına alalım. Sonrasında ise bu güzel ilimizin tatil beldelerine bir göz atalım.
Meşhur Çanakkale Türküsü’ne konu olan Aynalı Çarşı, dönemin en büyük alışveriş merkezlerinden biriymiş. Tarihi Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanan Aynalı Çarşı günümüzde de büyük ilgi görüyor. Şehir merkezine yakın konumu ve tarihi yapısı ile beğeni toplayan Aynalı Çarşı sadece turistlerin değil yerel halkın da alışveriş için sıkça ziyaret ettiği bir yer.
1) Aynalı Çarşı
Meşhur Çanakkale Türküsü’ne konu olan Aynalı Çarşı, dönemin en büyük alışveriş merkezlerinden biriymiş. Tarihi Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanan Aynalı Çarşı günümüzde de büyük ilgi görüyor. Şehir merkezine yakın konumu ve tarihi yapısı ile beğeni toplayan Aynalı Çarşı sadece turistlerin değil yerel halkın da alışveriş için sıkça ziyaret ettiği bir yer.
Sıla’nın notu: Çanakkale seyahatinizden sevdikleriniz ve kendiniz için hatıra almak isterseniz bu çarşının içinden hediyelik eşya alışverşi de yapabilirsiniz.
2) Troya Anti̇k Kenti̇
Üst üste dokuz ayrı yerleşim katından oluşan Troya Antik Kenti Ege Denizi’ni Marmara ve Karadeniz dünyasına bağlayan önemli bir noktada yer alıyor. Tarihi geçmişi M.Ö 3000’li yıllara kadar uzanan Troya Antik Kenti dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri. 1871 yılından beri yapılan kazılarda Troya şehrinin binlerce yıl boyunca pek çok kez yıkılıp yeniden yapıldığı görülüyor. Troya Antik Şehri’nin tarihte farklı kültürler arasında ticari bir köprü olma görevini üstlendiğini de söylemeden geçmek olmaz.
3) Troya Müzesi̇
1998 yılından beri UNESCO’nun Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alan Troya Müzesi Çanakkale’nin merkez ilçesine bağlı Tevfikiye Köyü’de yer alıyor. Bölgede yapılan kazılarda çıkarılan tarihi eserlerin sergilendiği Troya Müzesi’ni gezerken ziyaretçiler yedi farklı kategoriye ayrılmış bir hikayeyi takip ediyorlar. Müzenin giriş katında arkeoloji bölümü, birinci katında Troya’nın Tunç Çağı Dönemi’nden kalan eserler sergilenirken ikinci katta Doğu Roma Dönemi’nde kadar olan sürece ışık tutuluyor. Müzenin üçüncü ve son katında ise Osmanlı Dönemi’ne ait eserler yer alıyor.
4) Apollon Smi̇ntheus Tapınağı
Anadolu’da Geç Helenistik Dönemin en önemli kutsal alanlarından biri de Apollon Smintheus Tapınağı. Bu tapınakta M.Ö 5000’li yıllara ait olduğu düşünülen prehistorik yerleşime ait kalıntılar bulundu. Apollon Smintheus Tapınağı eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gürpınar Beldesi sınırları içinde bir vadide yer alıyor. Tapınağın en ilgi çekici bölümü ise konusunu Homeros’un İlyada destanında da anlatılan Troya Savaşı’ndan alan kabartmaları.
5) Bi̇galı Kalesi
Çanakkale’deki Osmanlı Dönemi’ne ait eserlerden biri olan Bigalı Kalesi’nın yapımı 19. Yüzyılda tamamlanmış. Çanakkale Savaşları yıllarında silah tamirhanesi olarak hizmet veren Bigalı Kalesi dikdörtgen yapılı bir kaledir. Bigalı Kalesi’nin içinde bir kışla binası, cephanelik, mühimmat ambarı, cami ve çeşme yer alıyor.
6) Çanakkale Savaşları 1915 Müzesi̇
Geçmişte pek çok savaşa ev sahipliği yapan Çanakkale, Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren coğrafya olarak adını tarihe yazdırdı. Siz de savaşın ve tarihin izlerine tanıklık etmek istiyorsanız Çanakkale Savaşları 1915 Müzesi’ni en geçmeyin derim.
Sıla’nın notu: Müze özellikle tatil günleri oldukça kalabalık olduğun için gezerken sıra beklemeniz gerekebilir.
Çanakkale Savaşları 1915 Müzesi giriş ücreti
- Tam bilet ücreti: 50 TL
- İndirimli bilet ücreti: 25 TL
7) Çanakkale’ni̇n Köyleri̇ Ve Tati̇l Beldeleri̇
Pek çoğunda taş evlerin yer aldığı Çanakkale köylerinde dolaşırken kendinizi bir zaman tünelinde hissedebilirsiniz. Kazdağları’nın mis gibi havasını doyasıya içinize çekip, masmavi sularda gönlünüzce yüzüp çokça huzur bolca mutluluk vaat eden bir tatil planlıyorsanız kağıt kalemleri hazırlayın. Çünkü yazının bu kısmını okuduktan sonra kendinizi Çanakkale tatili planlarken bulabilirsiniz.
8) Assos Anti̇k Şehri̇
Assos Antik Şehri Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin on yedi kilometre güneyindeki Behramkale’de yer alıyor. Yunanistan’ın Midilli Adası’nın hemen karşısında yer alan Assos, Antik Çağ’da Troyas olarak biliniyordu. Assos tarih boyunca Lidya, Pers, Pergamon, Roma ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmış. Tarihte bulunduğu bölgedeki tek limana sahip olan Assos bölgeden geçen gemiler sayesinde oldukça zengin olmuş. Antik Çağ’ın en önemli düşünürlerinden olan Ariston üç yıl boyunca burada yaşamış ve bölgede bir felsefe okulu kurmuş. Dönemin azizlerinden olan Aziz Pavlos tarafından da ziyaret edilen Assos Hristiyanlar arasında da kutsal sayılıyor. M.Ö 900’lü yıllarda inşa edilen Assos Antik Şehri’nin en ikonik yapısı ise en tepede yer alan dorik yapılı Athena Tapınağı. Assos’a giderseniz hemen yanı başındaki uzun ve taşlık plajı ile beğeni toplayan Kadırga Koyu’na uğrayıp kısa bir deniz molası vermeyi de ihmal etmeyin derim.
9) Behramkale
Assos Antik Kenti’nin surları içinde yer alan Behramkale bir Osmanlı köyü. Kentsel sit alanı ilan edilen ve yeni yapılaşmaya kapalı olan Behramkale için zamanın durduğu yer desem abartmış olmam. Dar sokakları, taş evleri ile beğeni toplayan Behramkale bence Çanakkale’nin en özel köylerinden biri. Gittiği yerlerden eli boş dönmeyi sevmeyenlerdenseniz Behramkale’de yöresel ve otantik ürünlerin, el emeği hediyeliklerin satıldığı bir çok stand var. Aklınızda bulunsun!
Sıla’nın notu: Behramkale’de yerel halkın el yapımı zeytinyağları ve sabunlarını bulabilirsiniz. Bu doğal ürünler, hem kendiniz için hem de sevdikleriniz için güzel birer hediye olabilir.
10) Küçükkuyu
Sakin ve huzurlu deniz tatili denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri Küçükkuyu. Marmara ve Ege’yi ikiye bölen Kazdağları’nın eteklerine kurulan olan Küçükkuyu Altınoluk ve Assos’a oldukça yakın bir noktada yer alıyor. Küçükkuyu’ya giderseniz müthiş bir deniz manzarasına ev sahipliği yapan bir kız heykelinin yer aldığı Sarıkız Tepesi’ne çıkmadan, Kadırga Koyu’nda yüzmeden, Afrodit Kaplıcaları’nın şifalı sularına girmeden, Kazdağı Milli Parkı içinde yer alan Şahinderesi Kanyonu’nu, Hasanboğuldu Şelalesi’ni görmeden dönmeyin derim.
11) Küçükçetmi̇ Köyü
Küçükçetmi Köyü’nün havası ayrı manzaraları ayrı güzel. Tertemiz havayı içinize çekip bolca oksijen depolamak, bunaltıcı yaz sıcaklarında az da olsa serinlemek, kalabalık şehir hayatının gürültüsünden biraz uzaklaşmak isterseniz rotanızı Küçükçetmi Köyü’ne çevirebilirsiniz. Emin olun pişman olmazsınız.
12) Bozcaada
Nüfus bakımından Çanakkale’nin en küçük ilçesi olan Bozcaada Türkiye’nin üçüncü büyük adası. Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi olarak bilinen Bozcaada her yıl binlerce turist ağırlıyor. Ege Denizi’nde Osmanlı İmparatorluğu tarafından yönetilen ilk ada olma ünvanına sahip Bozcaada, günümüzde bağcılık, deniz turizmi ve rüzgar santralleri ile öne çıkıyor. Bozcaada özellikle gün batımı saatlerinde ziyaretçilerine unutamayacakları manzaralar sunuyor. Adayı denizden gelecek istilalara karşı korumak için inşa edilen Bozcaada Kalesi Osmanlı İmparatorluğu Dönem’inde birkaç kez restore edilmiş, II. Mahmut Dönemi’nde ise yeniden yaptırılmış. Tarihi ve doğal güzellikleri, sonsuzluğa uzanan üzüm bağları, büyüleyici deniz ve günbatımı manzaraları, tadı damaklardan uzun süre silinmeyecek lezzetleri ile Bozcaada ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil vaat ediyor.
13) Gökçeada
Gökçeada doğallığını, özgün dokusunu kaybetmemiş Rum köyleri ile ziyaretçilerini kendine bırakıyor. Homeros’un İlyada’sına konu olan Gökçeada masmavi denizi, yemyeşil ağaçları ile dört mevsim gidebileceğiniz bir destinasyon. Ancak bana sorarsanız ilkbahar ve sonbahar aylarında bir başka güzel oluyor. Mübadele Dönemi’nde adadan ayrılan Rumlardan kalma taş evlerin süslediği sokaklarda yürürken kendinizi zaman zaman hüzünlü zaman zamansa nostaljik bir fotoğraf karesinde hissedebilirsiniz.
Sıla’nın notu: Gökçeada’da Kaleköy’deki restoranlarda taze balık ve deniz mahsullerini deneyebilirsiniz.
14) Tepeköy
Adından da tahmin edebileceğiniz gibi Gökçeada’nın en yüksek tepesinde yer alan Tepeköy tarihte uzun yıllar boyunca gözetleme noktası olarak kullanılmış. Eski bir Rum köyü olan Tepeköy’de her yıl Ağustos ayında Meryem Ana Yortusu düzenleniyor. O dönemde köyde pek çok şenlik organize ediliyor, meydanlarda yemekler pişiriliyor. Normalde daha sakin olan ada ve köyler cıvıl cıvıl oluyor. Tatil planı yaparken göz önünde bulundurun derim.
Sıla’nın notu: Ağustos ayında Meryem Ana Yortusu’na denk gelirseniz, köydeki şenliklere katılabilirsiniz. Etkinlikler sırasında yapılan yemeklerin çok lezzetli olduğunu da söyleyelim.
15) Eski̇ Bademli̇ Köyü
Çanakkale’nin en sevilen en keyifli köylerinden biri de Gökçeada’daki Eski Bademli. Koruma altına alınan dört Rum köyünden biri olan Eski Bademli’nin eski adı Rumca’da tatlı anlamına gelen Gilki’ymiş. Dik bir yokuş tırmanarak ulaşabileceğiniz köye ‘adanın balkonu’ diyenleri duyarsanız da şaşırmayın.