Genel

Bayburtlu mey sanatçısı, yıllardır "hüzünlü saz"la müzik ziyafeti sunuyor

- Ağzı yassı bir zurna türü olan meyle yıllardır Bayburt ve çevresindeki festival, düğün gibi etkinliklerle farklı illerdeki fuarlara katılan 43 yaşındaki Serdar Eslek, halk eğitim merkezi kurslarında öğrenci yetiştiriyor - Meyi "hüzünlü saz" olarak nitelendiren Serdar Eslek: - "Binali Selman bize bu mirası bıraktı. Bizim de bunu sahiplenmemiz gerekiyor. Gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Ben bu konuda çok hassasım, inşallah bunu gelecek nesillere çok daha iyi, başarılı bir şekilde anlatıp sonucunu en güzel şekilde alacağız"

Abone Ol

BAYBURT (AA) - BEŞİR KELLECİ - Bayburt'ta çocukluğunda öğrendiği nefesli halk müziği çalgısı meye tutkuyla bağlanan 43 yaşındaki Serdar Eslek, sanatını gelecek kuşaklara aktararak yaşatmaya çalışıyor.

Henüz 12 yaşında babasının yönlendirmesiyle bağlama çalmayı öğrenen Eslek, kentte kısa sürede müzik yeteneğiyle ön plana çıktı. İlerleyen senelerde yaşamını müziğe göre planlayan Eslek, Türk halk müziğinin üflemeli çalgısı mey (ağzı yassı bir zurna türü) ve zurna çalmayı öğrendi.

Hemşehrisi olan "Binali Selman" gibi ünlü zurna ve mey üstadını örnek alan Eslek, 25 yıldır Bayburt ve çevresinde çeşitli festival, düğün ile farklı illerdeki fuarların yanı sıra uluslararası ödüllü Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'ni ziyaret eden yerli ve yabancı konuklara mey, zurna ve bağlamasıyla müzik ziyafeti sunuyor.

Kentteki halk eğitim merkezlerinde açılan kurslarda öğrenciler yetiştiren Eslek, elinden düşürmediği, "hüzünlü saz" olarak nitelendirdiği meyi gelecek kuşaklara aktarmak istiyor.

- "Mey benim için çok ayrı yeri olan bir enstrüman"

Evli ve 4 çocuk babası Serdar Eslek, AA muhabirine, Türk halk müziğini çok sevdiğini, 12 yaşında babasının hediye ettiği bağlamayla ilk kez bir enstrümanla tanıştığını söyledi.

İlk zamanlarda evde kendi kendine bağlama çalıp türkü söylediğini, daha sonra müziğiyle arkadaşlarını eğlendirdiğini anlatan Eslek, "Ne zaman ki dost meclislerinde çalmaya başladım, o zaman 'Ben bu işi yapabilirim' dedim. O günden beri üzerine kata kata çalışıyorum. Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nde çeşitli etkinliklerde, Bayburt'taki etkinliklerde ve yine il dışında turizm fuarları olmak üzere diğer etkinliklerde görev alıyorum." dedi.

Eslek, bağlamanın yanı sıra nefesli çalgıların da ilgisini çektiğini, sonra zurna ve mey çalmayı öğrendiğini belirterek, "Mey benim için çok ayrı yeri olan bir enstrüman. Bayburt'a ait bir çalgı olması, en acıklı türküleri, ağıtları bu mey sesinde yakaladığım için benim için vazgeçilmez bir enstrüman oldu." diye konuştu.

Sanatını her yerde icra etmeye çalıştığını dile getiren Eslek, zaman zaman doğada kendi çabasıyla kayıtlar almaya çalıştığını ve bunları insanlara dinletmeye özen gösterdiğini söyledi.

Eslek, meyin kendisinde özel yeri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Meyin bizim yöremize ait olduğunu, gelişiminde Bayburtlu sanatçı Binali Selman'ın büyük rolü olduğunu bulunduğum her yerde anlatarak, dost meclislerinde, etkinliklerde bunu çalarak, yine kendimce öğrenciler yetiştirerek enstrümanı tanıtmaya ve unutturmamaya çalışıyorum. İnsan sesine en yakın enstrümandır mey. Her ortamda mey çaldığım gibi bunun hikayesini anlatmaya çalışıyorum. Bunu gelecek kuşaklara aktarmak için de çalışmalarım devam ediyor. İnşallah başarılı oluruz. İzlediğimiz Yeşilçam filmlerinde davul, zurna ve mey ön plana çıkmıştır. Binali Selman bize bu mirası bıraktı. Bizim de bunu sahiplenmemiz gerekiyor. Gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Ben bu konuda çok hassasım, inşallah bunu gelecek nesillere çok daha iyi, başarılı şekilde anlatıp sonucunu en güzel şekilde alacağız."