Ağaran Şelalesi’ni turizme kazandırmak üzere hazırladığımız proje, uzun bir süredir hayata geçirilmek üzere ihale edilmiş ve yapım aşamasında bulunmaktadır. Yapım sürecinin geciktiğini ve bu sebeple çeşitli dedikodular yapıldığını biliyoruz. Bu yazıda, Proje’nin kısa bir hikayesini anlatmak ve son durumun ne olduğunu ortaya koymaya çalışacağız.
Ağaran Şelalesi’ni tanıtmak ve turizme kazandırmak için önce bir AB Projesi hazırladık ve sunduk, fakat yaptığımız birkaç teknik hata sebebiyle proje kabul edilmedi. Ama işin peşini bırakmadık, Ağaran Şelalesi Turizm ve Tanıtma Derneği’ni kurduk ve destekledik. Başka projeler hazırlayarak kaldığımız yerden devam etmek istedik.
Tanıtma Fonu’na proje sunma görüşü öne çıktı. Bu görüşü ilk olarak eski kaymakamımız Mehmet Aktaş Bey seslendirdi. Biz de Şelale çevre düzenlemesi ve yol yapımını tek bir projede halletmek için, Mehmet Aktaş Bey’in desteğinde büyük bir proje hazırladık. Çayeli’nin yöneticileri (Kaymakam, Belediye Başkanı, İlçe Başkanı) hep birlikte bu projeyi Tanıtma Fonu’nun bağlı olduğu Sayın Hayatı Yazıcı’ya sundukları halde, tutarının fazla olduğu gerekçesiyle proje uygun görülmedi.
Aradan bir süre geçtikten sonra, Kaymakam Mehmet Aktaş Bey ve Belediye Başkanı Rıza Çakır Bey, Tanıtma Fonu’na yeniden proje sunmamız halinde projenin geçebileceği yönünde görüş belirttiler. Bunun üzerine sadece Şelale çevre düzenlemesini kapsayan bir proje hazırladık ve Kaymakamlık vasıtasıyla gönderildi.
Bu son projenin Tanıtma Fonu’nda kabul sürecinde Sayın Hayati Yazıcı’nın seçim bölgesi Rize oldu ve bu durum bizi daha da ümitlendirdi. Ancak, Tanıtma Fonu’nun Sayın Yazıcı’dan alınması konusu gündeme geldiği için, Tanıtma Fonu bürokratları bizim projenin Fon’un seçimden önceki son toplantısına yetişmemesi için onu 4 defa geri gönderdiler. Bu geri göndermelerin ikisi, Kaymakam’ın projenin her sayfasını imza etmemesi sebebiyle idi ve daha önce böyle bir şey hiçbir başvuruda istenmemişti.
Sonuçta proje son toplantıya gecikmiş (!) oldu ve ilçe yöneticilerinin projenin takibi amaçlı müracaatlarına geç kaldınız cevabı verildi. Bunun üzerine Sayın Hayati Yazıcı ile bizzat görüşerek konuyu anlatma gereği ortaya çıktı. Seçime 3 gün kala Sırt Köyü’nde yapılan kahvaltılı toplantıda Sayın Bakan’a yakın oturdum ve hem proje dosyasını verdim hem de konuyu anlatma fırsatı buldum. Bunun üzerine Sayın Bakan, “Tanıtma Fonu’nu seçim sonrasında bir kez daha toplayacağım” dedi ve dediğini de yaptı. Bu toplantıda Ağaran Şelalesi Projesi’ne 500.000 TL tahsis edildi.
Bundan sonra projede nelerin yapılacağını ve bunların şeklini belirlemek üzere peyzaj çalışmasına ihtiyaç duyuldu. Belediye Başkanı Rıza Çakır, İstanbul Belediyesi’nden tecrübeli peyzajcılar getirtti ve kendileriyle birlikte Şelaleyi ziyaret ettik. Kendilerine, “Bizim 500.000 TL paramız var, peyzajınız bu bedelle yapılabilecek içerikte olsun” dedik. Sonunda Şelale çevre düzenlemesi için iyi bir peyzaj projesi ortaya çıkmış oldu.
Bu projeye büyük oranda uyarak işin gerçekleştirilmesi gündeme geldiğinde, Kaymakamlık ve Belediye’den mühendis arkadaşlarla birlikte birkaç defa Şelale’ye gittik ve neler yapılacağını somutlaştırmak ve nasıl ihaleye çıkılabileceğini netleştirmek istedik. Sonunda, belli bir hafriyat işi olduğu, ahşap aksamın ise birim bedelle ihale edilmesi gerektiği görüşü öne çıktı. Ahşap kısmın tamamını yaptırmazsanız, yaptırdığınız kadar ödeme yapma imkânı olması için birim bedel ile ihaleye çıkılması doğru bir yaklaşımdı.
İşin bundan sonraki safahatını ancak uzaktan takip etmeye çalışıyorum. Çünkü Üniversitede gece ve gündüz olmak üzere ikili eğitim var ve gerçekten de, akademisyenlik, zamanı istediğiniz gibi kullanma imkânı vermiyor.
İhalenin yapılması, bir firmaya verilmesi ve uygulamada meydana gelen aksaklıklar konusunda benim bilgilerim de sınırlıdır. Ama Çayeli halkının kafasında, bu ihale konusunda çok fazla istifhamlar oluştuğunu görebiliyorum.
İhaleyi alan firmanın parasal noktada sıkıntıya sokulduğunu, bu sebeple ihale sürecinin aksadığını herkes biliyor ve konuşuyor. Bu durumu telafi etmek ve firmanın ihaleyi sürdürmesini sağlamak amacıyla, kısa bir süre Çayeli Kaymakamlığına vekâlet eden Güneysu Kaymakamı Gökmen Çiçek’in gayretlerini uzaktan takip ettim ve takdir ettim.
Bir söz vardır; ”bir kişiye ancak anlayabileceği kadar anlatabilirsin” diye… Aynen bunun gibi, ne kadar güzel proje ve peyzaj çalışması yaparsan yap, uygulamayı yapacak olan firmanın yetenekleri ne kadar iyiyse o kadar iyi bir sonuç ortaya çıkar. Ağaran Şelalesi projesinde fazla para olmadığı için büyük işletmeler bu ihaleye katılmadılar. Çayeli ölçeğinde beklendiği kadar katılım da gerçekleşmedi, nedense…
Bunun sonucunda, ihaleyi alan firma, becerebildiği kadar peyzajdaki hususları gerçekleştirmeye çalışıyor. Hayalimizdeki sonuçlara ulaşamayacağımızı anlıyoruz, ama hiç olmazsa kabul edilebilir düzeyde bir sonuç ortaya çıksa diye dua ediyoruz.
Projenin çeşitli aşamalarında, yöre halkından çeşitli kişiler, proje paralarının yerine gitmeyeceğini, şüphe duyduklarını filan söylediler. Yıllarca Çaykur’da Satınalma Dairesinde çalıştım, o kadar ihaleler yaptık, hiç birinde kaynakların amaç dışı kullanılmasına izin vermedik çok şükür. Çaykur’un satınalma kültürü ve ihale geleneği, dosdoğru işler yapmayı her zaman başarmıştır. Ben de Çayeli Kaymakamlığı’nın ihale uygulama ilkelerine güvendim. Soranlara, “Devlet bir ihale yapmıştır, bu ihalenin sonucunu elde edecektir” dedim.
Vatandaştaki kafa karışıklığı, biraz da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmakla ilgilidir. Konu hakkında bir şey bilmeden, ileri geri konuşan insanlarımız var maalesef… Üstelik de, Ağaran Şelalesi Projesi’ni yörede şahısların yapmaya çalıştığı işlerle karıştıran; proje paralarının şahısların kurmaya çalıştığı tesisler için kullanıldığını öne süren ahmaklar da var. Kimsenin böyle bir şeye kalkışmayacağını akıllarına getirmedikleri gibi, devletin böyle bir şeye asla izin vermeyeceğini de düşünemeyen, cahillikte dibe vurmuş insanlar bunlar.
Her yerde olduğu gibi Çayeli’nde de kötü niyetliler olabilir. Bunlardan bir kısmı etkili noktalarda da bulunabilir. Bunların yapacağı yanlışları Çayeli halkı yanlarına bırakmayacağı gibi, herkesin son hesabı Allah (CC)’a vermek durumunda olduğunu da hepimiz biliyoruz.
Gelinen noktada, Ağaran Şelalesi Projesi, gecikmeli de olsa yoluna devam etmekte ve sona doğru yaklaşmaktadır. Proje bedelinin üçte biri kadar bir bedelin hafriyat ve duvar inşası kısmına ait olduğu ve bu bedelin firmaya ödendiği, ama üçte ikilik kısmın Proje tamamlanmadan ödenmeyeceğini de gayri resmi olarak öğrendim. Demek ki, Proje bedelinin asıl kısmı ödenmemiş ve projenin peyzaja uygun biçimde tamamlanmasını beklemektedir. Biz de bunu umuyoruz. Yeni Kaymakamımız Ömer Faruk Tuncer Bey’den konu üzerinde hassasiyetle durmasını ve en iyi sonucu elde etmek için titizlik göstermesini bekliyoruz.