Bölgesel

9. Uluslararası Entomopatojenler ve Mikrobiyal Mücadele Kongresi KTÜ'de Başladı

Karadeniz Tarımını Tehdit Eden Kahverengi Kokarca Kongrede Gündemde

Abone Ol

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), 28-31 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenen 9. Uluslararası Entomopatojenler ve Mikrobiyal Mücadele Kongresi'ne ev sahipliği yapıyor. Kongre, Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştiriliyor ve tarım, orman ve kentsel alanlardaki zararlılarla mücadeleye yönelik en son bilimsel çalışmaları bir araya getiriyor.

Bu yıl “Sürdürülebilir ve Yaşanabilir Bir Çevre” sloganıyla düzenlenen kongreye, Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda akademisyen ve uzman katılıyor. Zararlı organizmaların biyolojik yollarla kontrol altına alınmasına yönelik yöntemlerin tartışıldığı etkinlikte, sürdürülebilir tarım ve çevreye katkı sağlayacak yeni yaklaşımlar ele alınıyor.

Kahverengi Kokarca Karadeniz Tarımını Tehdit Ediyor

Kongrenin açılış konuşmasını yapan KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, zararlı organizmalarla mücadelede biyolojik yaklaşımların artan önemine dikkat çekti. Çuvalcı, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık ve diğer tarım ürünlerine zarar veren kahverengi kokarca (Halyomorpha halys) istilasının bölge ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Rektör Çuvalcı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Kahverengi kokarca, Türkiye’de ilk kez 2017 yılında İstanbul ve Artvin’de tespit edilmiştir. Bugün, özellikle fındık, mısır, çay, kivi, hurma, kestane ve armut gibi ürünlerin yoğun üretildiği Karadeniz Bölgesi’nde yayılmaya devam etmektedir. Türkiye’nin, dünyanın en büyük fındık üreticisi ve ihracatçısı olması nedeniyle bu zararlının yayılımı ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Kongremiz, kahverengi kokarca ile etkin mücadeleye yönelik yeni bilimsel teknikleri tartışarak bölge tarımına ve ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunacaktır.”

Gelişmiş Biyoteknolojik Çözümler Tartışılıyor

Kongre kapsamında, zararlı organizmaların tespiti ve kontrolüne yönelik moleküler biyoloji ve genetik tabanlı yöntemler de detaylı bir şekilde ele alınıyor. Katılımcılar, genomik, transkriptomik, proteomik, DNA tabanlı tanımlama teknikleri gibi ileri düzey yaklaşımları değerlendiriyor. Zararlıların izolasyonu ve tanımlanmasından, laboratuvar ve saha denemelerine kadar geniş bir uygulama yelpazesinin sunulduğu kongre, aynı zamanda bilimsel iş birliği fırsatları için bir platform sağlıyor.

Etkinlik, 31 Ekim 2024’e kadar akademisyenlere, araştırmacılara ve konuya ilgi duyan ziyaretçilere açık olacak.