Selamün aleyküm kardeşlerim.    

Kısa bir zaman önce 31 Mart 2024 de YEREL YÖNETİMLER GENEL SEÇİMİ yapıldı. Bu seçimin en büyük özelliği; 2002 yılından beri, girdiği her genel, yerel ve referandum seçimlerini kazanan Ak Parti, bu kez önemli bir kayıp yaşayarak, 22 yıl sonra ilk defa, 2. Liğe düştü. Türkiye genelindeki İl Genel Meclisi oylarında toplam % 35,48 oy alarak önemli bir siyası irtifa kaybetti.  CHP ise uzun yıllar sonra % 37,76 oy oranıyla, sandıktan 1. Parti olarak çıkmayı başardı. Bunun paralelinde özellikle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, pek çok yeni; Büyük Şehir, il ve ilçe Belediye başkanlıklarını elde ettiler. Üstelik bazı yerlerde Ak Partiye karşı, farklı kazanarak bu sonuca ulaştılar.

Tek kelimeyle bu seçimin en büyük sürprizi; CHP’ nın, Ak Pati’ nin 22 yıllık yenilmemezlik unvanına son vermiş olmasıdır. Bundan önceki seçimlerde genellikle %23 ıla % 26 bandında oy alan CHP, bir den bire oylarını % 37 nin üzerine çıkarmış oldu. Böylece ortalama olarak CHP oylarını % 10-13 arasında artırmayı başardı. Ak Parti ise, Kasım 2015 genel seçimlerinde aldığı % 49,50 oy oranını baz alırsak; yaklaşık 8,5 senede oylarını 14 puan azaltmış oldu. Bu kadar büyük bir düşüş farkı; Ak Parti için bir an evvel gerekli tedbirlerin alınmasını gerektirecek, önemli bir sonuçtur.

Bu sonuçlar üzerine bilgi ve tecrübelerime dayanarak, bende;  çok önemli gördüğüm,  “bir seçim analizi” yaptım.  Şimdi sizlere bunu açıklamamaya çalışacağım. 

SEÇİM SONUÇLARININ GENEL DEĞERLENDİRMESİ

 1- Yukarıda da belirtiğim gibi bu seçimde CHP ilk defa ülke genelindeki oylarını % 30 bandının üstüne %37 lere çıkardı. Fakat bu oyların tamamı, bana göre CHP nin gerçek oyları değildir. Bu oyların bir kısmi emanet oylar; bir kısmı de sandığa gitmeyen küskün Ak partalı seçmenin oluşturduğu, otomatikman CHP ye yarayan oylardır.

Tahminimce CHP’ nın bu seçimde aldığı emanet oyların; en az %3’ u Süleymancılar cemaatinin, %3’ u PKK nın partisi DEM’ in ve yine  %3,5’ u. İyi Parti tabanındaki Laik Kemalist kesiminin oylarıdır.  Buna birde, aslında AK Parti seçmeni olup; asla CHP ye oy vermeyecek, küskün emeklilerin, sandığa gitmemesinden dolayı, Otomatikman CHP oylarının artmasını sağlayan %3 olduğunu tahmin ettiğim oyları ekleyebiliriz.  Böylece bu saydığım oyların Toplamı %12,5 yapar.

CHP’ nın oylarını % 37,5 olarak kabul eder ve bundan, yukarda saydığım % 12,5’ u çıkarırsak, kalan oy oranı % 25 olur. İyi partiden gelen yaklaşık % 3,5 dediğimiz oyların kalıcı olma ihtimali yüksektir. Çıkan sonuca, iyi partiden gelen bu oylarla birlikte %1,5 da yanılma payını eklersek, ortalama % 30 yapar. Bana Göre, bu seçimde, CHP’ nin gerçek oyu; İşte bu % 30 civarındaki oy oranıdır.

Hatırlayalım 24 Haziran 2018 Seçimlerinde, CHP’ nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce,  hiçbir başka parti desteği olmadan, girdiği seçimde %30,64 oranında oy kazanmıştı. Yanı 2018 de nasıl ki, tek parti olarak CHP’ nin gerçek oyu %30 bandında çıkmışsa; bu seçim de, benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır.  

Son iki seçimlerdeki sonuçlardan, şöyle bir netice ortaya çıkıyor. CHP tabanının içine sineceği, onlara göre iyi bir lider çıkardıklarında; alacakları toplam oylar, şimdilik sadece %30 civarında veya ancak onun 1-2 puan üstünde olur.

Her şeye rağmen bu seçimde CHP, Türkiye genelinde sebebi ne olursa olsun,    % 37,76 oy almıştır. Tabii ki bunun sevincini yaşamak en doğal haklarıdır. Benim burada anlattıklarım, CHP kurmaylarının bu rakama çok güvenmemeleri, çünkü yaptığım bu analizime göre onların gerçek oyları %30 civarındadır.

2- Bu seçimde CHP, çok başarılı bir tanıtım ve reklam kampanyası yaptı. Hazırlanan filimler ve billboardlara asılan tanıtım afişleri, AK Partininkilerinden çok daha iyiydi. Oldukça profesyonel, işini çok iyi bilen bir ekip veya ajans tarafından hazırlanan, bu tanıtım ve kampanya süreci, son güne kadar başarılı bir şekilde devam etti.

3- Her seçimde siyası partilerin; liderler, lider kadrosu ve belediye başkanları az çok yalan söyler veya vadelerini biraz abartırlar. Fakat bu seçimde CHP ve özellikle onların, İBB başkan adayı olan E. İmamoğlu makul seviyenin çok üstünde, yalan söyleyip, çok abartılı vaatlerde bulunmuştur. Bu yalanlar ve abartılı vaatler maalesef seçmenimizin önemli bir kesiminde karşılık bulmuştur.  Bu durum ilerde seçim kampanyalarında, daha çok yalan ve abartının; normalmiş gibi, rahatlıkla söylenebileceği, intibaını vermektedir.

4- Ak partiden büyük parçalar koparacağı ümidiyle kurulan; A. Babacan’ in ve A.  Davutoğlu’nun partilerinin toplam oyları dahi, bu seçimde %05’ ın altında kalmıştır.

5- Sol cenahta da benzer bir sonuç ortaya çıktı. 2018 seçimlerinde; CHP’ nın adayı olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine tek başına giren Muharrem İnce, %30,64 luk bir oy almışken; kurduğu partisi, bu seçimde ancak % 0,17 oy alabilmiştir.

6- Bu son seçimlerin 2. büyük sürprizi de; Meral Akşener’ in partisi olan İYİ Parti  oylarının, % 3,76’ ye kadar düşmüş olmasıdır.  Bana göre İYİ Parti, MHP’ yı bölmek için kurulmuş, konjonktürel bir partidir. Bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük işlevi, şu olmuştur: Hiçbir zaman PKK ile bir oluşumun içine giremeyecek MHP seçmeninin, en azından bir kısmına; 2023 Seçimlerinde PKK partisinin da desteklediği K. Kılıçdaroğlu’ na oy verdirdi. Bana göre Meral Akşener Liderliğindeki İYİ Parti, bu hareketiyle tarihi misyonunu başarıyla tamamladı. Bu durum, aynı zamanda onun, siyası sonunun da başlangıcı oldu.

Bundan sonra İYİ Partinin kendini toparlayıp tekrar oylarını artıracağını hiç sanmıyorum. Yapılacak ilk seçimde %1 ler seviyesine düşeceğini tahmin ediyorum.  

7- Bu seçimlerin bir başka dikkate değer özelliği de; Geçersiz oyların çok yüksek olmasıdır. 48.256.541 kişi sandığa gidip oy kullanılmış. Maalesef bu oyların %4,58’ ine tekabül eden; 2.210.042 oy geçersiz sayılmıştır. Geçersiz oyların bu rakamı çok yüksektir. Yüksek Seçim Kurulu, İPTAL OYLARIN bu kadar yüksek oranda çıkmasına muhakkak bir çözüm bulmalıdır. Gerekirse bu konuda kanun değişikli yapılmalıdır. Aslında bu hususta çok radikal bir önerim var. Daha önceki bir yazımda bunu açıklamıştım. Bakınız: Çayhaber net’ deki GENEL SEÇİMLERDE EN AZ YÜZDE ÜÇLÜK KATILMA ŞARTI GETİRİLMELİDR” başlıklı yazım. Yazının linki: https://www.cayhaber.net/genel-secimlere-en-az-yuzde-ucluk-katilma-sarti-getirilmelidir

İnanıyorum ki, bu oyların en az % 70’ ı Ak parti oyları dir. Eğer bu tahminimiz doğruysa yaklaşık 1.5 milyon oya tekabül eder. Bu Oranı geçerli oylara eklersek 47,5 milyon eder. Bunun da karşılığı %3’ civarıdır.

Tekrar ediyorum, daha çok AK Parti’ nin aleyhinde olan bu durumu; bizzat Bugünkü İktidarın, gerekli kanuni düzenlemelerle çözmesi gerekir.

AK PARTI OYLARINDAKI DÜŞÜŞÜN SEBEPLERİ VE YAPILMASI GEREKENLER

Şimdi de Ak Parti’ nin oyları, 8 buçuk senede nasıl 14 Puan düştü? Sonrada bu oyların geri alınması, en azından   %48 bandını yakalayabilmek için, “neler yapılması gerekir?” sorularına cevap aramaya çalışalım.

1. Yanlış adaylar: Başta İstanbul ve Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı adayları; işinin ehli çok iyi ve uygun kişiler olmasına rağmen, mevcut rakipleri karşısında seçim kazanma kabiliyetleri olmayan kişilerdi. Artık seçmenin önemli bir kesimi; iş yapabilecek adaylara değil, seçmenin gözüne hoş gözükecek adaylara oy vermektedir. Seçmenimizde bu genel teamül 2018 Yerel seçimlerinde başlamıştı. Fakat o günde de, AK parti bu önemli detayı göremediği gibi, bu seçimde de göremedi.

İstanbul B.B. Başkanlığı için, adeta biçilmiş kaftan gibi, çok uygun olan biri olan Murat kurum; maalesef karşısındaki laf cambazı ve yalan makinesi gibi duran İmamoğlu’na karşı, gerekli mücadeleyi veremedi. Oldukça tutuk ve acemi biri gibi kaldı. En azından öyle bir görüntü verdi. Hâlbuki Ak parti, İmamoğlu’ nun karşısına; en az onun kadar bir laf cambazı ve ondan daha iyi bir hitabet ustası olan Tevfik Göksu’ yu çıkarsadıydı, sonuç çok değişik olurdu. Belki başka nedenlerden dolayı yine seçim kayıp edilebilirdi. Kanaatime göre aradaki fark o kadar fazla olmaz, en fazla % 1 - 2 puan olurdu.

Bundan sonraki seçimlerde Ak Parti, Belediye Başkanlıkları için, gösterecekleri adayda arayacakları 1. Kriter olarak; seçilebilme özelliği olmalıdır. Murat Kurum örneğinde olduğu gibi; Ne kadar uygun aday olsa bile, seçimi kazanamayacak birisi aday olarak gösterilmemelidir.

2. Yanlış ve yetersiz; tahnitim ve reklam kampanyaları: Bu konuda da AK Parti çok yetersiz kaldı. Hele 45 veya 60 saniyelik TV ve sosyal medya tanıtım videolarını hiç beğenmedim. Karşı taraf yanı İmamoğlu, kayıp etmesine sebep olacak o kadar fazla hata yapmışken; tanıtım filmlerinde, bunların hiç biri yeterince, etkin bir şekilde kullanılamadı.

Murat Kurum’ un ve AK Parti’ nin bu güne kadar yaptığı süper hizmetleri ve yapacakları da yeterince anlatılamadı. Filimler vurgulayıcı, baskın ve dominant bir şekilde hazırlanacağı yerde; Duygusal, romantik birazda da gayrı ciddi izlenim verebilecek bir tarzda hazırlandı. Yanı mutlak kazanma azmindeki bir siyası parti reklamı yerine; Pırlanta reklamı gibi tanıtım filmleri hazırlandı. Hangi akıllı bu fikri bulduysa; bence bu seçimde Ak partiye bilmeden çok büyük zarar vermiştir. 

3. Emeklilerin büyük çoğunluğunun sandığa gitmemesi: Bu hususta Başkan adaylarının bir suçu yok. Bu konuyu sayın Cumhurbaşkanımız maalesef iyi bir şekilde yönetemedi. Bence en geç 2. Aydan itibaren en düşük emekli maaşlarını 13.000 TL olarak revize etmeliydi.  Sonrada hem tanıtım videolarında hem de çoğu kanalların naklen vereceği bir basın toplantısında, neden daha fazla zam veremediklerini; makul ve mantıklı gerekçelerle izah edecek ve “Önümüzdeki zamanlarda aradaki farkı telafi edeceğim” diye de millete söz vermeliydı.

Eğer bunu yapsaydı, kesin en az 3-4 puan daha fazla alırdı. En kötü ihtimalle CHP’ nın oyları %35’ e düşer, AK Parti’nin oyları %37-38 aralığına çıkardı.

 4. Her yıl milli ve manevi değerlere sahip gençlerin sayısının göreceli olarak azalması: Buna karşı Milli muhafazakâr değerlere yeterince önem vermeyen, daha bireyci ve şahsı kazancını, toplumun ortak kazancından daha fazla önemli gören; aynı zamanda CHP yı tehlike olarak görmeyen bir neslin,  sayısal olarak daha fazla artması.  Bu durum AK Parti için önemli bir sorun oluşturduğu gibi, ülkemizin milli güvenliği için de, büyük bir tehlike arz etmektedir.

Dolaysıyla bugünkü AK Parti iktidarı, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde; en kısa zamanda bu soruna el atıp gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.

En başta Milli Eğitim sistemi; adına yakışır bir şekilde, daha yerli ve milli bir eğitim sistemine dönüştürülmelidir. Okullarımızda hala dini inancımıza muhalif Darvin teorisi okutulmaktadır. Yüce dinimiz İnsan oğlunun; Hz. Adem ile Havva’ dan türediğini söylerken; biyoloji kitaplarında, insanların maymundan geldiğini yazan Darvin teorisinin hala okutulması, müthiş bir çelişkidir. Çocuklarımız ikilime düşmektedirler.

Okullarımızda okutulan Tarih derslerinde de büyük eksiklik, hata ve yanlışlıklar vardır. Hala Tarih ders Kitaplarında; 2. Abdülhamit devrine istibdat devri denmektedir. O günkü devletimiz Osmanlı devletini yıkmak ve çoğu topraklarımızı, Emperyalist devletlere peşkeş çektirmek için kurulan JON TÜRK hareketi, övülmekte; lider kadrosu kahraman olarak gösterilmektedir.

Eğitim sistemimizde hala var olan, yukarıda anlattığım bu ve benzeri sorunlar, devam ettiği müddetçe; o yalan ve yanlış bilgilerle yetişen gençlerimizin her biri, okullardan potansiyel birer CHP’ li olarak mezun olmaktadırlar. Eğitimdeki bu çok sakıncalı durumu düzeltmediğimiz müddetçe; yeni yetişen nesil, birer CHP militanı olarak önümüze çıkacaktır.

5. Milli muhafazakâr değerlere tam sahip olan kitlenin de, Ak Parti’ yı artık eskisi gibi Milli ve Muhafazakâr bir parti olarak görmemesi: Bu kategorideki kitle, bu seçimde; kendisine daha yakın gördüğü YRP’ sı ve onun Lideri Fatih Erbakan’ a oy varmıştır. YRP bu seçimde, Türkiye genelindeki İL GENEL MECLİSİ seçiminde %6,19 oranıyla 2.851.000 den fazla oy almıştır.  

AK Parti kurmayları, bu konuda da gerekli tedbirleri bir an önce alması lazımdır. Şu anda Ak Partiyi tehdit eden en büyük 2 sorundan biri de budur. Bence bu konuda kı en kalıcı kesin çözüm; Fatih Erbakan bir şekilde ikna edilerek YRP, Ak Partiyle birleşmelidir. Eğer bu gerçekleşirse; YRP’ indeki daha muhafazakar, (dindar) daha dürüst ve daha çalışkan kadrolarından, AK Parti azamı ölçüde istifade etmelidir.

6. Ak Parti teşkilatının yeterince çalışmaması. Gördüğüm kadarıyla AK Parti sahada yeterince aktif ve heyecanlı değildi. Bu durum özellikle kararsız seçmene, olumsuz yönde yansıdı.

7. Seçimi Kayıp eden mevcut Belediye başkanlarının çoğunluğunun, halktan kopuk ve havalı olması:  Halkımızın önemli bir kesimi o tur başkanlara çok öfkeliydi. Seçimde o başkanlara oy vermeyerek, öfkelerini sandığa yansıttılar.

8. Süleymancıların cemaatinin,  Ak Partiyi desteklememesi: Maalesef AK Parti bu cemaatin desteğini bir türlü alamadı. Bana göre bu duruma Cemaatin lider kadrosunun kusuru olduğu kadar, AK Parti’ nin de bir şekilde kusuru veya eksikliği vardır. Hiç zaman kayıp etmeden, en kısa zamanda bu cemaatin desteğinin alınması için, gerekli çalışmalara başlanmalıdır.

Bu seçimlerde söz konusu Süleymancılar cemaatinin, en az %3 luk bir kesiminin Ak Parti yerine, İmamoğlu ve CHP ye oy verdiklerini tahmin ediyorum. Eğer bu cemaatle arasındaki sorunları çözebilir ve kendi yanına çekebilirse; AK Parti en az % 3 luk bir oy kazanmış olur.  

9. İYİ Parti’ ye giden en az % 2 lik bir kitle: Bu kitlenin de çeşitli sebeplerden dolayı, Ak Parti’ den kopup İYİ Partiye gittiklerini tahmin ediyorum. AK Parti kurmayları onların gidiş sebeplerini öğrenip, tekrar AK Partiye geri getirecek hamleleri yapabilirseler; o seçmen gurubunun da AK Partiye tekrar oy vermeye başlayacaklarına inanıyorum.

SONUÇ OLARAK

Ak Parti’ nin 31 Marta 2024 seçimlerinde neden kayıp ettiği hususunda, Yukarıda 9 ana başlık altında anlattığım sebepler, yeterince iyi anlaşılır ve gerekli olumlu adımlar atılırsa; ilk genel seçimde Sayın Cumhurbaşkanımız ve partisi yeniden birinci parti olarak, siyaset sahnesindeki yerini alabilir. 

2028 de veya daha önce yapılacak bir erken genel seçimde; Eğer sandıktan CHP çıkarsa Türkiye bölünür. Bu bir yakıştırma veya “sana, bana göre” değişen bir analiz değil, kesin ve doğru bir tahmindir. Çünkü o seçimde de CHP, DEM’ le iş birliği yapacaktır. Daha açıkçası,  ancak iş birliği yaparsa seçimi kazanabilir.  Bunu bildikleri için, muhakkak PKK’ nın partisiyle iş birliği yapmaktan geri kalmayacaklardır.

Yüce ALLAH göstermesin, önümüzdeki seçimde CHP, bu şekilde iktidara gelirse. ilk icraatlarından biri, Şanlı Ordumuzu Kuzey Suriye’den geri çekmek olacaktır. Eş zamanlı olarak da içerde; Öz yönetim veya Özerk yapılanma, adı altında 25 civarında bölgesel yönetimler oluşacaktır. Ondan sonra olabilecekleri yazmak bile istemiyorum; eminim siz tahmin edebiliyorsunuz.

Türkiye’ mizin yukarda, çok kısaca anlatmaya çalıştığım bir şekilde bölünmesini veya bölünme tehlikesini yaşamak istemiyorsak; AK Parti’ nin kayıp ettiği oyları, tekrar geri kazanması lazımdır. AK Parti hiç zaman kayıp etmeden, Burada 9 madde anlattığım, açıklamalardan da istifade ederek; bir an önce, tekrar % 50’ nin üstüne oylarını çıkarmanın yollarını araması lazımdır. 

Önümüzdeki seçimleri de ALLAH korusun CHP kazanırsa; Kayıp eden sadece AK Parti olmaz, Bütün Türkiye kayıp eder. Hem de çok acı faturalar ödemek zorunda kalarak kayıp ederiz.

Kaynak: HABER MERKEZİ